Bebeğiniz pişiklere eğilimli ise, bebeğinizin altını temizledikten sonra bebek bezi kremi, toz veya vazelin uygulamak isteyebilirsiniz.
- If your baby is prone to rashes, you may want to apply diaper cream, powder, or petroleum jelly after cleaning your baby's bottom.
O işe başvurmak için yeterince iyi şekilde Fransızca konuşmuyorum.
- I don't speak French well enough to apply for that job.
İki dilli gençler başvurmak için teşvik edilmektedir.
- Bilingual teenagers are encouraged to apply.
Bu iş için başvuruda bulunmak size kalmış.
- It is up to you to apply for the job.
Bu durumda bu kuralı uygulayabilir miyiz?
- Can we apply this rule in this case?
İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.
- Apply two coats of the paint for a good finish.
Neden bu işe başvurmuyorsun?
- Why not apply for that job?
Tom bir bilgisayar şirketindeki bir iş için başvuracak.
- Tom is going to apply for a job with a computer company.
Bir iş için başvurmak istiyorum.
- I'd like to apply for a job.
O pozisyon için başvurmak istiyorum.
- I'd like to apply for that position.
IT için Microsoft'a başvurmalısın.
- You should apply to Microsoft for the IT job.
Bir kredi için bir bankaya başvurmamız gerekiyor.
- We need to apply to the bank for a loan.
Sen yaşına bakılmaksızın bir fiziksel uygunluk testi için başvuruda bulunabilirsin.
- You can apply for a physical fitness test regardless of your age.
Bu iş için başvuruda bulunmak size kalmış.
- It is up to you to apply for the job.
Bu sadece eril isimlere mi uygulanır?
- Does it only apply to masculine nouns?
Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.
- This rule doesn't apply to first-year students.
Bugünün kuramsal matematiği yarının uygulamalı matematiğidir.
- Today's pure mathematics is tomorrow's applied mathematics.
Botanik, uygulamalı bir bilim dalıdır.
- Botany is an applied science.
Tolerans kötülüğe uygulandığında bir suç olur.
- Tolerance becomes a crime when applied to evil.
Dikkatsizce uygulandığı zaman bilim tehlikeli olabilir.
- Science can be dangerous when applied carelessly.
Bugünün nazari matematiği yarının tatbikî matematiğidir.
- Today's pure mathematics is tomorrow's applied mathematics.
O, sınıfta öğrendiğini deneyde uyguladı.
- She applied what she had learned in class to the experiment.
Yaraya bir bandaj uyguladı.
- She applied a bandage to the wound.
Bu bir yasadır, bu yüzden herkese uygulanır.
- This is a law, so it applies to everybody.
Bu baskıyı kim uyguluyor?
- Who's applying this pressure?
Many of them don't know it, but almost a third of the inmates are eligible to apply for parole or work-release programs.
I applied myself to him for help.
Yet God at last To Satan, first in sin, his doom applied.
That rule only applies to foreigners.
Apply thine heart unto instruction, and thine ears to the words of knowledge.
His parents wished he'd applied himself better while he was in school.
... how to apply makeup. ...
... I think these issues apply to both the hardware and the software and firmware. ...