Ben Volgograd polisinden özür dilemek istiyorum.
- I'd like to apologise to Volgograd's police.
Oğlum adına özür dilemek istiyorum.
- I'd like to apologise on behalf of my son.
Söylediğim için özür dilemek zorunda değilim.
- I don't have to apologize for what I said.
Tom, Mary'yi ona özür dilemek için aradı fakat o onun yüzüne kapadı.
- Tom called Mary to apologize to her, but she hung up on him.
Söylediğim için özür dilemek zorunda değilim.
- I don't have to apologize for what I said.
Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.
- I apologized, but even then she wouldn't speak to me.
Them money worshipers keep apologising for wealth and riches.
My correspondent apologised for not answering my letter.
My correspondent apologized for not answering my letter.