Sen gerçekten iyi bir sekretersin. Her şeyle ilgilenmemiş olsaydın , ben hiçbir şey yapamazdım. Sen harikasın.
- You are a really good secretary. If you didn't take care of everything, I couldn't do anything. You are just great.
Hiçbir şeye söz veremem fakat elimden geleni yapacağım.
- I can't promise anything, but I'll do my best.
Senin için her şeyi yapacağım.
- I will do anything for you.
Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.
- This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything!
Ondan daha küçük herhangi bir şeyin yok mu?
- Don't you have anything smaller than that?
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
- Can you see anything at all there?
Senin için ne olsa yapmaya hazırım.
- I am quite willing to do anything for you.
Hiç bir şeyi kontrol edemeyiz.
- We don't control anything.
Hiç bir şeyi asla önceden tahmin edemem.
- I can never predict anything.
Ben başka bir şey yapamam.
- I can't do anything else.
Tom başka bir şeye yapamayacak kadar çok yorgun olduğunu söyledi.
- Tom said that he was too tired to do anything else.
Bilakis, benim yeni işim eski işimden daha zor.
- If anything, my new job is harder than my old one.
Bilakis, büyükbabam eskisinden daha mutlu görünüyor.
- If anything, my grandfather seems happier than before.
That isn't anything like a car.
I would not do it for anything.
I don't want anything else.
My way, your way, anything goes tonight!.
I didn't see nothing. .
I know nothing about it.
- I don't know anything about it.
He eats nothing more than fruit.
- He doesn't eat anything except fruit.
Do you think she's fat? ―Oh, no. If anything, she's skinny..
One more song about movin’ along the highway / Can’t say much of anything that's new.
... I'm sure she'll like anything that I put in from of her. ...
... First, we cache music I have recently played. So without doing anything, I have access to ...