Şişede mürekkep yerine bir tür garip bir sıvı vardı.
- Instead of ink there was some kind of strange fluid in the bottle.
Bir miktar sıvı ofisimize sızıyor.
- Some fluid is leaking into our office.
Ben Naomi'nin yaptığı kadar akıcı İngilizce konuşmam.
- I don't speak English as fluidly as Naomi does.
Hayatımın en zor akademik sınavı geliyor. Akışkanlar mekaniği.
- The hardest academic exam of my life is coming up. Fluid Mechanics.
Su ve yağ akışkandır.
- Water and oil are fluids.