any small bracket; also, a console table

listen to the pronunciation of any small bracket; also, a console table
İngilizce - Türkçe

any small bracket; also, a console table teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

console
{f} avutmak
console
teselli etmek

Ben onu telefonda teselli etmek zorunda kaldım. - I had to console her on the telephone.

Luisa gözyaşlarına boğulduğunda, yalnızca onun en iyi arkadaşı onu teselli etmek için yaklaştı. - When Luisa broke into tears, only her best friend approached to console her.

console
konsol

Çıkmış yeni bir konsol var. Ona Nintendo 64 deniyor! - There's a new console out. It's called the Nintendo 64!

Nintendo DS popüler bir elde taşınabilir oyun konsoludur. - The Nintendo DS is a popular handheld game console.

console
{i} kumanda paneli

Kumanda panelinin uzun süreli kullanımdan kaçının. Göz yorgunluğunu önlemek için, oyunun her saati boyunca yaklaşık 15 dakikalık bir mola verin. - Avoid prolonged use of the console. To help prevent eye strain, take a break of about 15 minutes during every hour of play.

console
(İnşaat) raf ayağı
console
(Arkeoloji,Mimarlık) çıkma desteği
console
avut

Taninna'yı avutamam. O kimseyle konuşmak istemiyor. - I cannot console Taninna. She doesn't want to talk to anyone.

console
(İnşaat) payanda, konsol
console
(isim) konsol, raf, masa; klavye, kumanda paneli
console
console mirror konsol aynası
console
destek
console
orgun tuşlarını havi kısım
console
{i} raf
console
console table konsol
console
avundurmak
console
(fiil) avutmak, teselli etmek, avunmak
console
balkonlann altına konulan süslü destek
İngilizce - İngilizce
console
any small bracket; also, a console table