Bana başka bir kamera göster.
- Show me another camera.
Bir şiiri başka bir dile çevirmek zordur.
- It is difficult to translate a poem into another language.
Onu bir daha deneyeceğiz.
- We're going to give it another try.
Tom resme bir daha baktı.
- Tom took another look at the picture.
Bu farklı bir kelime mi yoksa aynı kelimenin başka bir hâli mi?
- Is this a different word or just another form of the same word?
Oldukça farklı bir nedenden dolayı ona yazdım.
- I wrote to him for quite another reason.
Öncelikle, beş parasızım, ayrıca, zamanım yok.
- For one thing, I'm penniless; for another, I don't have the time.
O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak.
- She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.
Lütfen bana başka bir tane daha gösterir misiniz?
- Would you please show me another one?
Lütfen bana başka bir tane daha gösterin.
- Please show me another one.
Size bir tane daha alabilir miyim?
- Can I get you another one?
Lütfen bir tane daha al.
- Please take another one.
Sen kendi suçlarını hatırladığında, başka birininkini unutursun.
- When you remember your own crimes, you forget another's.
Başka biri için yer var mı?
- Is there space for another person?
Onlar bunu bir başka gün bitirecekler.
- They'll finish this another day.
Ünlü yazar bir başka en çok satan kitabı oluşturdu.
- The famous author created another best-selling book.
Başkası konuşuyorken sözünü kesme.
- Do not interrupt when another is speaking.
Başkasını bulmalıyım.
- I have to find another one.
Söz vermek bir şeydir, ve diğeri yerine getirmektir.
- It is one thing to promise, and another to perform.
Her ev diğerine bağırma mesafesindedir.
- Each house is within shouting distance of another.
Fadıl asla başka birisine zarar veremez.
- Fadil can never hurt another person.