Çin'de başka bir arkadaşım var.
- I have another friend in China.
Onu başka bir şekilde söyle.
- Say it in another way.
Onu bir daha deneyeceğiz.
- We're going to give it another try.
Buna bir daha bakmanı istiyorum.
- I'd like you to take another look at this.
Bu tamamıyla farklı bir konu.
- That's a horse of another colour.
Bu, farklı bir çift ayakkabı.
- This is an another pair of shoes.
Ayrıca başka bir nedeni vardı.
- There also was another reason.
Öncelikle, beş parasızım, ayrıca, zamanım yok.
- For one thing, I'm penniless; for another, I don't have the time.
Lütfen bana başka bir tane daha gösterin.
- Please show me another one.
Lütfen bana başka bir tane daha gösterir misiniz?
- Would you please show me another one?
Size bir tane daha alabilir miyim?
- Can I get you another one?
Lütfen bana başka bir tane daha gösterin.
- Please show me another one.
Tom bir şey söyleyen fakat başka birini yapan insan türü değildir.
- Tom isn't the kind of person who says one thing but does another.
Başka biri için yer var mı?
- Is there space for another person?
Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
- Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
Ünlü yazar bir başka en çok satan kitabı oluşturdu.
- The famous author created another best-selling book.
Başkası konuşuyorken sözünü kesme.
- Do not interrupt when another is speaking.
Bir ağaç ölürse yerinde bir başkası yetişir.
- If a tree dies, plant another in its place.
Her ev diğerine yakındır.
- Each house is near another.
Bir gün geçti. Sonra diğeri.
- One day passed. Then another.
Fadıl asla başka birisine zarar veremez.
- Fadil can never hurt another person.