any of various flatfish such as sole, plaice or turbot

İngilizce - Türkçe

any of various flatfish such as sole, plaice or turbot teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

butt

{i} izmarit

Yangının nedeni onun sigara izmaritiydi. - The cause of the fire was his cigarette butt.

Kül tablasını boşalt, içi izmarit dolu. - Empty the ashtray, because it's full of cigarette butts.

{i} uç

Bir yarasa gökyüzünde bir kelebek gibi uçuyor. - A bat flying in the sky looks like a butterfly.

Parlak kelebekler oradan oraya uçtu. - Brilliant butterflies flew hither and thither.

{i} nişan

{f} toslamak

{f} tos vurmak, süsmek, boynuzlamak

{f} kafa atmak

{i} sap

{i} tos

Tostunda tereyağı istediğini düşündüm. - I thought you'd want butter on your toast.

Tom'un tostunda tereyağ isteyeceğini düşündüm. - I thought Tom would want butter on his toast.

butt

herhangi bir şeyin enli ucu veya sapı

butt

{i} alay konusu kimse

İngilizce - İngilizce

any of various flatfish such as sole, plaice or turbot teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı: butt

any of various flatfish such as sole, plaice or turbot

Heceleme

a·ny of va·ri·ous flat·fish such as sole, plaice or tur·bot

Telaffuz

Resimler

Google Resimler

Bing Resimler

Geçmiş

Favoriler

Online English Turkish and Multilingual Dictionary 20+ million words and idioms.

any of various flatfish such as sole, plaice or turbot