any brief, violent exertion or effort; a spurt; as, a burst of speed

listen to the pronunciation of any brief, violent exertion or effort; a spurt; as, a burst of speed
İngilizce - Türkçe

any brief, violent exertion or effort; a spurt; as, a burst of speed teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

burst
{i} patlama

Gama ışını patlamalarının olası nedenleri hakkında birkaç güncel teori vardır. - There are several current theories about the possible causes of gamma-ray bursts.

Su basıncı borunun patlamasına neden oldu. - The water pressure caused the pipe to burst.

burst
(Çevre) hızlanma
burst
boşanmak göz yaşı
burst
patlayış
burst
(Bilgisayar) kağıt ayırma
burst
{f} patla

Su boruları dondu ve sonra patladı. - The water pipes froze and then burst.

Bizim su boruları patlamış. - Our water pipes burst.

burst
kağıt ayırmak
burst
{f} aniden açmak
burst
{f} patlak vermek
burst
{i} patlama, çatlama
burst
{f} fırlamak
burst
birde

Tom birden gülmeye başladı. - Tom burst out laughing.

Öyle güzel bir fıkraydı ki, herkes birden kahkahayı bastı. - It was such a nice joke that everybody burst out laughing.

burst
(fiil) patlak vermek, patlamak; atılmak, fırlamak; çatlamak, yarılmak; boşanmak (gözyaşı), fışkırmak; infilak etmek, ortaya çıkmak, aniden açmak, had safhaya gelmek
burst
ileri fırlamak
burst
{f} çatlamak
burst
(isim) patlama, infilak, hamle, ileri atılma, atış, açılma, göz önüne serilme
burst
{f} atılmak
burst
{s} patlamış, patlak
burst
bir el silah atımında yapılan atış
burst
{i} hamle
İngilizce - İngilizce
burst
any brief, violent exertion or effort; a spurt; as, a burst of speed