any action not executed at the first opportunity

listen to the pronunciation of any action not executed at the first opportunity
İngilizce - Türkçe

any action not executed at the first opportunity teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

delayed
{s} rötarlı
delayed
{s} oyalama
delayed
sürüncemede kalmak
delayed
(Bilgisayar) gecikti

Kötü hava uçağı geciktirdi. - The bad weather delayed the plane.

Sağanak dün posta dağıtımını geciktirdi. - The thunderstorm yesterday delayed the delivery of the mail.

delayed
tehir edilmiş
delayed
gecikmeli

Trenin gecikmeli olup olmadığı hiç önemli değil. - It makes no difference whether the train is delayed or not.

delayed
geciktir

Bir trafik sıkışıklığı tarafından geciktirildim. - I was delayed by a traffic jam.

Sağanak dün posta dağıtımını geciktirdi. - The thunderstorm yesterday delayed the delivery of the mail.

delayed
{s} ertelenmiş

Uçuş ertelenmiş gibi görünüyor. - It looks like the flight was delayed.

Malların teslimi fırtına nedeniyle ertelenmişti. - The delivery of the goods was delayed due to the storm.

delayed
{s} gecikme

Nakliyatın gecikme ihtimaline karşı özel gecikme sigortamız var. - In case the shipment is delayed, we have special delay insurance.

Trenin gecikmeli olup olmadığı hiç önemli değil. - It makes no difference whether the train is delayed or not.

delayed
{s} geciktirmeli
delayed
{s} gecikmiş

O kargo çok fazla gecikmiş. - That shipment's been very much delayed.

Şiddetli kardan dolayı tren iki saat gecikmişti. - The train was delayed for two hours because of the heavy snow.

İngilizce - İngilizce
delayed
any action not executed at the first opportunity

    Heceleme

    a·ny ac·tion not ex·e·cut·ed at the first op·por·tu·ni·ty

    Türkçe nasıl söylenir

    eni äkşın nät eksıkyutıd ät dhi fırst äpırtunıti

    Telaffuz

    /ˈenē ˈaksʜən ˈnät ˈeksəˌkyo͞otəd ˈat ᴛʜē ˈfərst ˌäpərˈto͞onətē/ /ˈɛniː ˈækʃən ˈnɑːt ˈɛksəˌkjuːtəd ˈæt ðiː ˈfɜrst ˌɑːpɜrˈtuːnətiː/