antlaşma

listen to the pronunciation of antlaşma
Türkçe - İngilizce
{i} treaty

The two sides signed a peace treaty. - Iki taraf bir barış antlaşması imzaladı.

Spain approved the treaty. - İspanya antlaşmayı onayladı.

pact
{i} alliance
agreement
(Hukuk) (Birleşme Antlaşması) Treaty Establishing a Single Council and a Single Commission of the European Communities (Merger Treaty) (1965)
league
concordat
alliance; treaty
pact, treaty
solemn agreement, pact
covenant
(Hukuk) treaty, convention, pact
concord
(Politika, Siyaset) energy community
(Ticaret) convention
steel community
clause
compact
convenant
antlaşma metninin resmileşmesi
(Hukuk) authentication of treaties
antlaşmak
conclude a treaty
iki taraflı antlaşma
(Ticaret) bilateral agreement
çok yanlı antlaşma, cok taraflı antlaşma
(Ticaret) multilateral agreement
Avrupa Atom Enerjisi Topluluğunu Kuran Antlaşma
(Hukuk) Treaty Establishing the European Atomic Energy Community (1957) (EAEC Treaty)
Avrupa Birliğini kuran antlaşma projesi
(Hukuk) draft treaty for European Union
Avrupa Ekonomik Topluluğunu Kuran Antlaşma
(Hukuk) (Roma Antlaşması) Treaty Establishing the European Economic Community (Treaty of Rome)(1957)
Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunu Kuran Antlaşma
(Hukuk) (Paris Antlaşması) Treaty Establishing the European Coal and Steel Community (Treaty of Paris)(1951)
Avrupa Topluluğunu Kuran Antlaşma
(Hukuk) Treaty Establishing the European Community
Merkezi Antlaşma Örgütü
(Hukuk) Central Treaty Organization (CENTO)
antlaşmak
to come to a solemn agreement
antlaşmak
to conclude a treaty, to sign a treaty
bir antlaşma kaleme almak
(Hukuk) to draw up a treaty
eşitsiz antlaşma
(Hukuk) unequal treaty
iş bu antlaşma ile verilen yetkiler
(Hukuk) powers which are conferred upon it by this treaty
işbu antlaşma tarafından kendisine verilen yetkilerin sınırları içinde
(Hukuk) within the limits of the powers conferred by this treaty
çerçeve antlaşma
(Hukuk) framework agreement
Türkçe - Türkçe
Bu durumu belirten belge
İki veya daha çok devletin saldırmazlık, savaşta iş birliği gibi konularda kararlaştırdıkları ilkelere uygun davranmayı kabul etmeleri durumu, ahit, muahede, pakt
İki veya daha çok devletin saldırmazlık, savaşta ittifak gibi konularda üstlenmelerini belirttikleri belge ve belgede belirtilen durum, muahede, pakt
(Hukuk) ANTANT
ahit
muahede
(Hukuk) PAKT
Antlaşmak
ahitleşmek
antlaşmak
Antlaşma yapmak, ahitleşmek
antlaşma