Why did you suddenly leave yesterday afternoon?
- Neden ansızın dün öğleden sonra gittin?
The bridge suddenly gave way.
- Köprü ansızın yıkıldı.
He unexpectedly called you stupid.
- O ansızın sana aptal dedi.
The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house.
- kedi ipin üzerinde kasılarak yürüyordu, ansızın evin içine koştu.
Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.
- İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.
Sami popped in to see how Layla was doing.
- Sami, Leyla'nın nasıl olduğunu görmek için ansızın girdi.