Tom kendisine kızgın görünüyordu.
- Tom seems to be annoyed with himself.
Beni beklettiği için ona kızgındım.
- I was annoyed with him for keeping me waiting.
Tom rahatsız olmuş görünüyor.
- Tom seems to be annoyed.
Tom'un yüzünde rahatsız olmuş bir görünüm vardı.
- Tom had an annoyed look on his face.
Davranışına sinirlendim.
- I was annoyed at his behavior.
Çocuk soruları ile onu sinirlendirmişti.
- The child annoyed her with questions.
O unutkan oldu, bu onu şiddetle sinirlendirdi.
- He became forgetful, which annoyed him intensely.
Çocuk soruları ile onu sinirlendirmişti.
- The child annoyed her with questions.
Tom son derece sinirlenmişti.
- Tom was extremely annoyed.
Tom gözle görülür şekilde sinirlenmişti.
- Tom was visibly annoyed.
Seni rahatsız etmek istemedim.
- I didn't want to annoy you.
Tom bunu sadece Mary'yi rahatsız etmek için yapıyor.
- Tom is doing that just to annoy Mary.
O onu sadece onu kızdırmak için yapıyor.
- She is doing that only to annoy him.
Facebook her zaman promotörleri kızdırmak için bir yol bulur.
- Facebook always finds a way to annoy promoters.
Bu gerçekten can sıkıcı.
- It's really very annoying.
Arkadaşlarım her zaman benim sakin olduğumu söyler fakat ailem her zaman can sıkıcı olduğumu söyler.
- My friends always say I'm too calm, but my family always says I'm too annoying.
Çocuk soruları ile onu sinirlendirmişti.
- The child annoyed her with questions.
Onun konuşma şekli beni sinirlendiriyor.
- His way of speaking annoys me.
Canımı sıkmak için hataları kasıtlı olarak yaptı.
- He made mistakes on purpose to annoy me.
O bütün gün canımı sıkmaktan başka bir şey yapmaz.
- She does nothing but annoy me all day long.
Tom, Meri'yi kızdırmayı seviyor.
- Tom loves to annoy Mary.
O şakalarla beni kızdırma.
- Don't annoy me with those jokes.
Aynaya bak ve kendini boktan hisset.
- You look in the mirror and feel like a shitty person.
Avustralya seyahat etmek için boktan bir yer.
- Australia is a shitty place to travel.
Don't get shitty at me!.
Connie liked to annoy her brother by using him as a leg rest.
The home far and away, the distance where lives joy, / The cure, at once and ever, of world and world's annoy .
Marc loved his sister, but when she annoyed him he wanted to switch her off.
... where I can't focus on a conversation. Everyone around me is annoyed, because they're like, ...