anlayışsız teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- {s} inconsiderate
- undiscerning
- insensitive; inconsiderate
- intolerant, inconsiderate; lacking in understanding, obtuse
- blunt
- dim
- purblind
- unsympathetic; blind
- insensitive, inconsiderate
- stupid
- {s} blind
- {s} insensitive
- uncomprehending
- obtuse
- dozy
- dim sighted
- {s} unsympathetic
I'm not unsympathetic.
- Ben anlayışsız değilim.
- dull
- anlayış
- understanding
This book is above my understanding.
- Bu kitap benim anlayışımın üzerindedir.
Tom and Mary have an understanding.
- Tom ve Mary'nin bir anlayışı var.
- anlayışsız terminal
- dumb terminal
- anlayış
- savvy
Tom is savvy, isn't he?
- Tom anlayışlı, değil mi?
- anlayış
- apprehension
- anlayış
- percept
You're a very perceptive person.
- Sen çok anlayışlı bir adamsın.
- anlayış
- {i} comprehension
There is a global problem of comprehension.
- Küresel bir anlayış sorunu var.
- anlayış
- understanding, comprehension; intelligence; intellect, mind
- anlayış
- mind
- anlayış
- intellect
- anlayış
- wit
Without a basic understanding of certain norms, communication is impossible.
- Bazı normlarla ilgili temel bir anlayış olmadan, iletişim mümkün değildir.
A good sense of humor will help you deal with hard times.
- İyi bir espri anlayışı zor dönemlerle başa çıkmana yardımcı olacaktır.
- anlayış
- perceptiveness
- anlayış
- perspicacity
- anlayış
- sense
He has no sense of right and wrong.
- Onun doğru ve yanlış anlayışı yoktur.
He has no sense of humor.
- Onun espri anlayışı yoktur.
- anlayış
- conception
- anlayış
- insight
I appreciate your insights.
- Ben anlayışlarını takdir ediyorum.
Thanks for all your insight.
- Tüm anlayışınız için teşekkürler.
- anlayış
- reach
- anlayış
- sagacity
- anlayış
- grasp
- anlayış
- perceptivity
- anlayış
- sympathy
- anlayış
- understanding, sympathy
- anlayış
- intelligence, perceptiveness
- anlayış
- intelligence
- anlayış
- horizon
- anlayış
- sensibility
- anlayış
- intellect, mind
- anlayış
- percipience
- anlayış
- discernment
- anlayış
- understanding, comprehension
- anlayış
- cognizance
- anlayış
- mentality
- anlayış
- nous
- anlayış
- percipient
- anlayış
- prehension
- anlayış
- bearings
- anlayış
- consciousness
- anlayış
- flair
- anlayış
- perceptive
You're a very perceptive person.
- Sen çok anlayışlı bir adamsın.
- anlayış
- intellection