Tom was sitting in front of a group of children, telling them a story.
- Tom onlara bir hikaye anlatarak bir grup çocuğun önünde oturuyordu.
Why don't you start by telling us how you feel?
- Neden bize nasıl hissettiğini anlatarak başlamıyorsun?
He recounted his unusual experiences.
- Sıradışı deneyimlerini anlattı.
He recounted an interesting story to us.
- O bize ilginç bir hikaye anlattı.
Tom isn't good at telling jokes.
- Tom fıkraları anlatmada iyi değildir.
Why are you telling me about hippos all of the sudden? I don't see the connection between that and your twelve red goldfishes.
- Birdebire su aygırlarını bana niçin anlatıyorsun? O ve senin on iki kırmızı akvaryum balığının arasındaki bağlantıyı anlamıyorum.
Kemal Tahir narrates the occupation days of Istanbul in 1920s in his book named The People Of The Slave City.
- Kemal Tahir Esir Şehrin İnsanları isimli kitabında İstanbul'un 1920'li yıllardaki işgal günlerini anlatır.
The documentary was narrated by Morgan Freeman.
- Belgesel Morgan Freeman tarafından anlatıldı.