angry; out of patience; vexed; as, to get mad at a person

listen to the pronunciation of angry; out of patience; vexed; as, to get mad at a person
İngilizce - Türkçe

angry; out of patience; vexed; as, to get mad at a person teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

mad
{s} delice, deli gibi. mad as a hatter/mad as zırdeli
mad
{s} kudurmuş
mad
{s} k.dili. çok kızmış, kudurmuş
mad
hasta

Tom hastaneye büyük bir bağış yaptı. - Tom made a big donation to the hospital.

Bir hasta geç dönem kürtaj yapılabilir mi? - Can a case be made for late-term abortions?

mad
kuduruk
mad
kaçık
mad
kırık

Onun kalesi kırık camdan yapılmıştı. - His castle was made of broken glass.

Dört yaşındaki Amerikalı turist, aslında, Sichuan eyaletinin ünlü mayhoş mutfağına rağmen tamamen baharatlı sığır etinden yapılmamış olduğunu farkettiği için hayal kırıklığına uğradı. - A four-year-old American tourist was disappointed to realize that, in fact, the Sichuan province is not entirely made of spicy beef, in spite of its famously piquant cuisine.

mad
deli

Tom bir deli gibi çalıştı. - Tom worked like a madman.

Tom beni deli ediyor. - Tom is driving me mad.

mad
kızgın

Eşiniz size çok kızgın. - Your wife is mad at you.

Tom'un bana çok kızgın olmadığını umuyorum. - I hope Tom's not too mad at me.

mad
kuluduk
mad
{s} sinirli

Çağırılmadığı için sinirliydi. - He was mad because he was not invited.

Çok sinirliyken iyiyle kötüyü ayırmaya çalışmanın bir faydası yoktur. - It is no use trying to separate the sheep from the goats while in a state of madness.

mad
mad about k
mad
{s} çılgın

Bir çılgınla benim aramdaki tek fark benim bir çılgın olmamamdır. - The only difference between me and a madman is that I'm not mad.

Tom Mary'ye çılgıncasına âşıktı. - Tom was madly in love with Mary.

mad
çıldırmış

O kadar üzgündü ki neredeyse çıldırmıştı. - He was so sad that he almost went mad.

mad
dengesini kaybetmiş
mad
kendinden geçmiş
mad
dili fazla istekli
mad
maksimum kullanılabilecek doz
İngilizce - İngilizce
mad