İngilizce - Türkçe
angrenzend teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- adjacent
- {s} komşu
Fransa, İspanya ile komşudur.
-France is adjacent to Spain.
Memleketim okyanusa komşu.
-My home town is adjacent to the ocean.
- adjacent
- {s} (to) (-e) bitişik, bitişikteki; komşu
- adjacent
- {s} yakın
- adjacent
- yan yana
Yan yana iki oda almanı istiyorum.
-I'd like you to get two adjacent rooms.
- adjacent
- bitişik komşu
- adjacent
- yandaki
- adjacent
- yanında
Evinin yanında göl vardı.
-The lake was adjacent to his house.
- adjacent
- mücavir
- abutting
- {f} dayan
- abutting
- bitişik
- adjacent
- çok yakın
- adjacent
- bitişik
Safra kesesi karaciğere bitişik bulunur.
-The gallbladder is found adjacent to the liver.
Onun evi ve benimki bitişik.
-His house and mine are adjacent.
- adjoining
- {f} bitiştir
- adjacent
- Komşu (kenar)
- adjoining
- {i} bitiş
Bitişik masada oturan, Almanca konuşan bir çiftti.
-Sitting at the adjoining table was a German-speaking couple.
Kütüphaneye bitişik bir bekleme odası var.
-There is an anteroom adjoining the library.
- adjoining
- {s} yan yana
İlgili Terimler
Almanca - İngilizce
angrenzend teriminin Almanca İngilizce sözlükte anlamı
- neighbouring
- abutting
- coterminous
- flanking
- conterminous (formal)
- adjacent
- contiguously
- adjoining
- adjacently
- adjoin
- verging
- neighboring
- bordering
- nicht aneinander angrenzend
- non-contiguous
- seitlich angrenzend
- flanking