Senin yaptığından başka türlü yapardım.
- I would do it in a different way than you did.
Bu farklı bir kelime mi yoksa aynı kelimenin başka bir hâli mi?
- Is this a different word or just another form of the same word?
İspanyolcada, değişiklikleri ve dönüşümleri göstermek için birçok farklı ifadeler vardır.
- In Spanish, there are many different expressions to indicate changes and transformations.
Değişik ülkelerden geliyoruz.
- We come from different countries.
Senin fikirlerin benimkinden farklı.
- Your ideas are different from mine.
Bu düşündüğümden farklı.
- This is different from what I thought.
Senin yaptığından başka türlü yapardım.
- I would do it in a different way than you did.
Çeşitli farklı yollardan onun evine gidebilirsin.
- You can get to her house in a variety of different ways.
Çok sayıda çeşitli kurabiyeler var.
- There are many different types of cookies.
Tom'u ilk kez gördüğümde, onun şimdiye kadar karşılaştığım diğer bir erkekten farklı olduğunu biliyordum.
- When I first laid eyes on Tom, I knew he was different from any other man I'd ever met.
Jimmy'nin resimleri diğer insanlarınkinden farklıydılar.
- Jimmy's pictures were different from other people's.
Tom ve Mary farklı kapılardan ayrıldı.
- Tom and Mary left through different doors.
Filler üç farklı türe ayrılır.
- Elephants are divided into three different species.
Let me put it in another way.
- Lass es mich anders ausdrücken.
Can it be phrased in another way?
- Kann man das anders ausdrücken?
Wir leben nicht in Ländern, wir leben in unseren Sprachen. Da ist deine Heimat, dort und nirgendwo sonst.
- We leven niet in landen, we leven in onze talen. Dat is jouw thuis, daar en nergens anders.
Beeile dich, sonst versäumst du den Zug.
- Haast u, anders mist ge de trein.