Senin yaptığından başka türlü yapardım.
- I would do it in a different way than you did.
İsa su üzerinde mi yürüdü ve onu şaraba mı dönüştürdü? Hayır bu başka bir konu!
- Did Jesus walk over water and then turn it into wine? No, that's a different story!
İspanyolcada, değişiklikleri ve dönüşümleri göstermek için birçok farklı ifadeler vardır.
- In Spanish, there are many different expressions to indicate changes and transformations.
Değişiklik olsun diye neden farklı bir şey denemiyorsun?
- Why not try something different for a change?
Farklı dillerde bir sürü cümle ekleyebilirim.
- I can add many sentences in different languages.
Senin fikirlerin benimkinden farklı.
- Your ideas are different from mine.
Senin yaptığından başka türlü yapardım.
- I would do it in a different way than you did.
Çeşitli farklı yollardan onun evine gidebilirsin.
- You can get to her house in a variety of different ways.
Çok sayıda çeşitli kurabiyeler var.
- There are many different types of cookies.
Jimmy'nin resimleri diğer insanlarınkinden farklıydılar.
- Jimmy's pictures were different from other people's.
O diğer çocuklardan her zaman farklıydı.
- He was always different from other children.
Öğretmenimiz ayrıca düğününün diğer insanlarınki ile aynı olmayacağını söyledi;biz nasıl farklı olacağını sorduk fakat o söylemedi.
- Our teacher also said that her wedding wouldn't be the same as other people's; we asked how it would be different, but she didn't say.
Zehirli sarmaşık ve zehirli meşe bitkiler arasındaki nasıl ayrım yapacağınızı biliyor musunuz?
- Do you know how to differentiate between poison ivy and poison oak plants?
Let me put it in another way.
- Lass es mich anders ausdrücken.
Can it be phrased in another way?
- Kann man das anders ausdrücken?
Wir leben nicht in Ländern, wir leben in unseren Sprachen. Da ist deine Heimat, dort und nirgendwo sonst.
- We leven niet in landen, we leven in onze talen. Dat is jouw thuis, daar en nergens anders.
Beeile dich, sonst versäumst du den Zug.
- Haast u, anders mist ge de trein.