andenken

listen to the pronunciation of andenken
İngilizce - Türkçe

andenken teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

memories
anılar

Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür. - Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise.

Kolej günlerimin anılarını hatırlarım. - Memories of my college days come to my mind.

memory
{i} anı

Onlar Gandhi'nin anısına bir heykel diktiler. - They erected a statue in memory of Gandhi.

O, anılarımda kaybolmaya başlamıştı. - She had begun to recede in my memory.

memory
hafıza

Sen iyi bir hafızaya sahipsin. - You have a good memory.

O iyi bir hafızaya sahiptir. - He has a good memory.

memorabilia
i., çoğ. (meşhur birinden/bir olaydan) kalma şeyler
memory
zihin
memories
hatırat
memory
(Pisikoloji, Ruhbilim) angı
memory
hatır

Büyükannemi hayal meyal hatırlıyorum. - I have a dim memory of my grandmother.

Hafızamı kaybettiğimi hatırlamıyorum. - I don't remember losing my memory.

memory
anısına

Babamın anısına bir şiir yazdım. - I wrote a poem in memory of my dad.

Ölmüş kocasının anısına değer verdi. - She cherished the memory of her dead husband.

memory
hafıza kuvveti
memorabilia
anı
memorabilia
{i} hatırlanmaya değer şeyler
memorabilia
böyle şeylerin kaydı
memorabilia
(isim) hatırlanmaya değer şeyler
memories
hatıralar

Kolej günlerimin hatıraları aklıma geliyor. - Memories of my college days come to my mind.

Boston'da geçirdiğim zaman, yıllarca hatıralarımı süsleyecek. - I will have good memories of my time in Boston for many years.

memory
in memory of hatırasına
memory
{i} bellek, hafıza
memory
{i} hatıra, anı
memory
(Tıp) Geçmişe ait hatırlanan herhangi bir şey (olay, kişi v.s) veya hatırlanan şeylerin tümü, hatıra, anı
Almanca - İngilizce
memorabilia
keepsakes
memories
souvenirs

Last week, I mailed him some souvenirs from the U.S. - Letzte Woche versandte ich an ihn einige Andenken aus den Vereinigten Staaten.

He brought back several souvenirs. - Er hat viele Andenken zurückgebracht.

tokens of remembrance
memory
souvenir

I'll keep the menu as a souvenir. - Ich behalte die Speisekarte als Andenken.

He brought back several souvenirs. - Er hat viele Andenken zurückgebracht.

mementos
remembrance
to consider something
to envisage something
to ponder something
to contemplate something
to give consideration to something
keepsake
keep-sake
Andenken (Erinnerungsstück an ein Ereignis)
memento (of an event)
Andenken (Erinnerungsstück an ein Ereignis)
token of remembrance
Andenken (das man von jemandem geschenkt bekommt)
keepsake
Man könnte auch andenken, Kinder an der Planung zu beteiligen.
Consideration might also be given to having children participate in the planning
jds. Andenken bewahren/in Ehren halten
to treasure somebody's memory
zum Andenken an jemanden
in memory of somebody
zum Andenken an jemanden
in memoriam somebody