and so on

listen to the pronunciation of and so on
İngilizce - Türkçe
vb
ve benzerleri

O, piyano, flüt, gitar ve benzerlerini çalar. - He can play the piano, the flute, the guitar, and so on.

Elmalar, portakalllar, ve benzerlerini getirdi. - She brought apples, oranges, and so on.

vs
ve benzeri gibi
ve benzeri şeyler

Süt, yumurta, tereyağı ve benzeri şeyleri satın almalısınız. - You must buy milk, eggs, butter, and so on.

Gemi kömür, kereste, ve benzeri şeylerle yüklüydü. - The vessel was loaded with coal, lumber, and so on.

vesaire

Kalemler, defterler, sözlükler vesaire satın aldı. - He bought pencils, notebooks, dictionaries and so on.

ve saire
filan
filan, v.s., v.b
buna benzer

Dolma kalemlere, defterlere ve buna benzer şeylere ihtiyacım var. - I need pens, notebooks and so on.

filan falan
ve benzeri

Gemi kömür, kereste, ve benzeri şeylerle yüklüydü. - The vessel was loaded with coal, lumber, and so on.

Süt, yumurta, tereyağı ve benzeri şeyleri satın almalısınız. - You must buy milk, eggs, butter, and so on.

falan

Elma, portakal falan getirdi. - She brought apples, oranges, and so on.

ve diğerleri
falan filan
and on
ve
etcetera
falan filân
etcetera
ufak tefek şeyler
İngilizce - İngilizce
Indicates that a list continues in a similar manner

Put things where you will use them: sponges next to the sink, knives next to the cutting board, and so on.

continuing in the same way
etcetera, and others, and so forth
etcetera
and so on

    Türkçe nasıl söylenir

    ınd sō ôn

    Eş anlamlılar

    and so forth, etc.

    Telaffuz

    /ənd ˈsō ˈôn/ /ənd ˈsoʊ ˈɔːn/

    Etimoloji

    [ &n(d), (')an(d), usuall ] (conjunction.) before 12th century. Middle English, from Old English; akin to Old High German unti and.

    Videolar

    ... movies and so on. ...
    ... an artist, use Creative Commons. And so on. I actually think that there's a lot of venues. ...