and so on forth

listen to the pronunciation of and so on forth
İngilizce - Türkçe

and so on forth teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

and so forth
(deyim) benzeri

Kostümler kırmızı, pembe, mavi ve benzeriydi. - The costumes were red, pink, blue, and so forth.

O bana yaşımı, adımı, adresimi ve benzeri şeyleri sordu. - He asked me my age, my name, my address, and so forth.

and so on
vb
and so on
ve benzerleri

Seyirciler arasında öğretmenler, avukatlar, mühendisler ve benzerleri vardı. - Among the audience, there were teachers, lawyers, engineers, and so on.

Elmalar, portakalllar, ve benzerlerini getirdi. - She brought apples, oranges, and so on.

and so on
vs
and so on
ve benzeri gibi
and so on
ve benzeri şeyler

Süt, yumurta, tereyağı ve benzeri şeyleri satın almalısınız. - You must buy milk, eggs, butter, and so on.

Gemi kömür, kereste, ve benzeri şeylerle yüklüydü. - The vessel was loaded with coal, lumber, and so on.

and so forth
ve saire
and so forth
vesaire
and so forth
filan fıstık
and so forth
ve benzeri şeyler

O bana yaşımı, adımı, adresimi ve benzeri şeyleri sordu. - He asked me my age, my name, my address, and so forth.

and so on
vesaire

Kalemler, defterler, sözlükler vesaire satın aldı. - He bought pencils, notebooks, dictionaries and so on.

and so on
ve saire
and so forth
Falan, filan, vesaire, ve benzerleri. "First, buy the flour, the mılk, the eggs, and so forth. - Önce un, süt, yumurta vesaireyi al.", "She moaned and groaned and so forth for about an hour. - Bir saat kadar sızlandı mızlandı."
and so forth
ve benzeri gibi
and so forth
(fiil) saire, ve benzeri, ve benzeri gibi
and so forth
ve benzeri

O bana yaşımı, adımı, adresimi ve benzeri şeyleri sordu. - He asked me my age, my name, my address, and so forth.

Kostümler kırmızı, pembe, mavi ve benzeriydi. - The costumes were red, pink, blue, and so forth.

and so forth
ve diğerleri
and so forth
ve başkaları
and so on
filan
and so on
filan, v.s., v.b
and so on
buna benzer

Dolma kalemlere, defterlere ve buna benzer şeylere ihtiyacım var. - I need pens, notebooks and so on.

and so on
filan falan
and so on
ve benzeri

Gemi kömür, kereste, ve benzeri şeylerle yüklüydü. - The vessel was loaded with coal, lumber, and so on.

Bizim ortak çok şeyimiz var: hobiler, öğretim durumu, ve benzeri. - We have many things in common: hobbies, educational background, and so on.

and so on
falan

Elma, portakal falan getirdi. - She brought apples, oranges, and so on.

and so on
ve diğerleri
and so on
falan filan
İngilizce - İngilizce

and so on forth teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

and so forth
Indicates that a list continues in a similar manner

Don't forget to pack weather items appropriate for the climate: sunscreen, rain gear, and so forth.

and so on
Indicates that a list continues in a similar manner

Put things where you will use them: sponges next to the sink, knives next to the cutting board, and so on.

and so forth
continuing in the same way
and so forth
et cetera, and so on
and so on
continuing in the same way
and so on
etcetera, and others, and so forth
and so on forth

    Heceleme

    and so on Forth

    Türkçe nasıl söylenir

    ınd sō ôn fôrth

    Telaffuz

    /ənd ˈsō ˈôn ˈfôrᴛʜ/ /ənd ˈsoʊ ˈɔːn ˈfɔːrθ/