Saat ikiye kadar yatmadan onu bekledik ve sonra yatmaya gittik.
- We waited up for him until two o'clock and then finally went to bed.
Su boruları dondu ve sonra patladı.
- The water pipes froze and then burst.
O, ara sıra annesine yazar.
- He writes to his mother every now and then.
Tom ara sıra bizi ziyarete gelir.
- Tom comes to visit us every now and then.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.
Zaman zaman okulda onunla karşılaşırım.
- I meet him at school now and then.
Arada sırada kendinizi başkasının yerine koymak iyidir.
- It's good to put yourself in someone else's place now and then.
Arada sırada birlikte alışverişe gittiler.
- Every now and then they went shopping together.
Ara sıra onunla okulda karşılaşırım.
- I meet her at school now and then.
Eğer zamanınız varsa, ara sıra birkaç satır yaz.
- If you have time, drop me a line now and then.
Onun tekrar olmamasına asla izin vermemeye hemen karar verdim.
- I decided then and there to never let that happen again.
Hemen karar vermek zorundaydım.
- I had to decide right then and there.
It created a disruption, and then some.
Call your mother now and then and let her know you care.