Onlar 2000 yıl öncesinden kalma antika bir kase buldular.
- They found an ancient bowl from 2,000 years ago.
Bu antika masa hala kullanımda.
- This ancient table is still in use.
Diaoyu adaları çok eski çağlardan beri Çin toprağı olmuştur.
- The Diaoyu Islands have been Chinese territory since ancient times.
Çok eski bir fener satın aldım.
- I bought an ancient lamp.
O kale eski antik çağda inşa edilmiştir.
- That castle was built in ancient times.
Roma bir sürü antik yapılara sahiptir.
- Rome has a lot of ancient buildings.
Tom Akdenizin eski medeniyetlerinin öğrenimini görüyor.
- Tom is studying the ancient civilizations of the Mediterranean.
Eski Yunanlar güneş sistemi hakkında bizim bildiğimiz kadar çok şey biliyorlardı.
- The ancient Greeks knew as much about the solar system as we do.
Babam antik tarihle ilgileniyor.
- My father is interested in ancient history.
an ancient forest.
an ancient empire.
I got all things ready as he had directed, and waited the next morning with the boat washed clean, her ancient and pendants out, and everything to accommodate his guests.
... trading activity in ancient times many of these monuments reflect this ...
... they remain tied to more ancient ways of life. ...