Bu antika masa hala kullanımda.
- This ancient table is still in use.
Onlar 2000 yıl öncesinden kalma antika bir kase buldular.
- They found an ancient bowl from 2,000 years ago.
Diaoyu adaları çok eski çağlardan beri Çin toprağı olmuştur.
- The Diaoyu Islands have been Chinese territory since ancient times.
Çok eski bir fener satın aldım.
- I bought an ancient lamp.
Achilles antik bir Yunan kahramanıydı.
- Achilles was an ancient Greek hero.
Roma bir sürü antik yapılara sahiptir.
- Rome has a lot of ancient buildings.
Eski olanlarının yanı sıra çağdaş Farsça şiirler batı dünyasında bilinmemektedir.
- Contemporary Persian poems haven’t been known in west world as well as ancient ones.
Birçok Avrupalı araştırmacılar on dokuzuncu yüzyılda eski Fars edebiyatı eğitimi almasına rağmen, yeni dünya çağdaş edebiyatımıza dikkat etmiyor.
- Although many European researchers have studied ancient Persian literature in the nineteenth century, the new world is not paying attention to our contemporary literature.
Babam antik tarihle ilgileniyor.
- My father is interested in ancient history.
'Yedi Denizler' ifadesinin kökenleri eski zamanlara kadar izlenebilir.
- The origins of the phrase 'Seven Seas' can be traced to ancient times.
Eski zamanlarda insanlar dünyanın düz olduğuna inanıyordu.
- In ancient times people believed that the earth was flat.
an ancient forest.
an ancient empire.
I got all things ready as he had directed, and waited the next morning with the boat washed clean, her ancient and pendants out, and everything to accommodate his guests.
The anciently written inscriptions in the pyramids can still be read.
... entities that disappeared into ancient swamps ...
... And thanks to the decayed remains of ancient ferns, ...