anca

listen to the pronunciation of anca
Türkçe - İngilizce
scarcely
barely

Tom can barely pay his rent. - Tom ancak kirasını ödeyebiliyor.

He had barely enough money to buy bread and milk. - Ekmek ve süt alacak kadar parası ancak vardı.

scarcely, narrowly, ill
just

Five tremors in excess of magnitude 5.0 on the Richter scale have shaken Japan just this week, but scientists are warning that the largest expected aftershock has yet to hit. - Richter ölçeğine göre büyüklüğü 5.0'ı aşan beş sarsıntı sadece bu hafta Japonya sarstı, ancak bilim adamları beklenen en büyük artçının henüz vurmadığı konusunda uyarıyorlar.

Peace is not the absence of violence but the presence of justice. - Barış şiddetin yokluğu değildir ancak adaletin varlığıdır.

freshly
narrowly
ill

However, what's interesting is that whilst there are people whose computer use has become a problem, there are also people who have recovered from illness because of using computers. - Ancak, bazı insanlar bilgisayar kullanmaktan hasta olurken, bazı insanların bilgisayar kullanarak iyileşmeleri ilginçtir.

anca beraber kanca beraber
for better or for worse
anca beraber, kanca beraber
(Konuşma Dili) We will stick together through thick and thin
anca yetme
slenderness
İngilizce - İngilizce
Australian Nature Conservation Agency
is an abbreviation for anti-neutrophil cytoplasmic antibody This is a type of antibody that is associated with types of vasculitis
Antineutrophil cytoplasmic antibody
Anti-Neutrophil Cytoplasmic Antibody Found as cANCA or pANCA The former is found in Wegener's granulomatosis whereas the latter is more non-specific
Airport Noise and Capacity Act of 1990, prohibits U S airports from adopting overly restrictive or outright punitive anti-noise ordinances
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) f. Orası, ora, orada
Böylece, bu biçimde. O kadar, öyle
Orası, ora, orada
Böylece, bu biçimde
O kadar, öyle
İngilizce - Türkçe
(Askeri) Müttefik Deniz Muhabere Teşkilatı (Allied Naval Communications Agency)
anca