analık

listen to the pronunciation of analık
Türkçe - İngilizce
woman who acts as a mother to a child
matronhood
motherliness
stepmother, adoptive mother
maternity
wife of one's father by a subsequent marriage
maternity, motherhood
motherhood; stepmother
maternity, motherhood; stepmother, foster-mother
{i} stepmother
{i} motherhood
ana
essential
ana
mother

French is their mother tongue. - Onların ana dili Fransızca.

I can speak Esperanto as if it's my mother tongue. - Esperanto'yu ana dilim gibi konuşabiliyorum.

ana
{s} primary

His primary reason for going out was to see Patty. - Onun dışarı çıkmak için ana nedeni Patty'yi görmekti.

French is Tom's primary language. - Fransızca Tom'un ana dilidir.

ana
basic

Dan didn't even take basic anatomy classes. - Dan temel anatomi derslerine bile girmedi.

ana
main

In various Turkish restaurants, shishkabob is the main food. - Çeşitli Türk restoranlarında, şiş kebap ana yemektir.

In English there are eight main parts of speech: noun, verb, adjective, adverb, pronoun, preposition, conjunction and finally interjection. - İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem.

analık etmek
to be a mother (to sb)
analık etmek
to be a mother to; to mother
analık etmek
dry nurse
analık sigortası
maternity insurance
ana
core
ana
{s} fundamental

The separation of church and state is one of the fundamental principles of the Constitution. - Kilise ve devletin ayrılması, anayasanın temel ilkelerinden biridir.

ana
{i} principle

Water is the principle of all things; all comes from water, and to water all returns. - Su her şeyin anasıdır; her şey sudan gelir, ve suya döner.

The separation of church and state is one of the fundamental principles of the Constitution. - Kilise ve devletin ayrılması, anayasanın temel ilkelerinden biridir.

ana
{i} head

Our headquarters are in Boston. - Ana merkezlerimiz Boston'da.

ana
capital

Capital, land and labor are the three key factors of production. - Sermaye, toprak ve iş gücü üretiminin üç ana faktörüdür.

ana
mom

He doesn't like to wait until the last moment to do something. - Bir şey yapmak için son ana kadar beklemeyi sevmez.

My mom had to lend me her keys. - Annem bana anahtarlarını ödünç vermek zorunda kaldı.

ana
{s} principal

Self-confidence is the principal element of any great endeavor. - Bir büyük girişimin ana elemanı kendine güvendir.

ana
rudimentary
ana
(Bilgisayar) parent is
ana
nominal
ana
base

We found it very hard going back to our base camp in the blizzard. - Kar fırtınasında ana kampımıza geri dönmeyi çok zor bulduk.

ana
(Bilgisayar) home

The Second Solar System War devastated the home planet. - İkinci Güneş Sistemi Savaşı ana gezegeni harap etti.

They defended their homeland against the invaders. - Anavatanlarını işgalcilere karşı savundular.

ana
{i} matron
ana
central

Envy is the central fact of American life. - Kıskançlık, Amerikan yaşamının ana gerçeğidir.

The American Civil War is the central theme of the book. - Amerikan İç Savaşı, kitabın ana temasıdır.

ana
mammy
ana
chief
ana
arterial
ana
mama

Her son is a mama's boy. He has to be with her all the time. - Onun oğlu bir ana kuzusu. O her zaman onunla olmak zorunda.

I still call my mother Mama. - Hâlâ anneme ana diyorum.

ana
momma
ana
primal
ana
parent

Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children. - Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.

He just moved into an apartment he inherited from his parents. - Ana babasından miras kalan bir apartmana henüz taşındı.

ana
kavunun ana yurdu

sf.

ana
cardinal

The cardinal directions are: north, south, east, and west. - Ana yönler kuzey, güney, doğu ve batıdır.

ana
key

I have left my car keys behind. - Araba anahtarlarımı unuttum.

John took a key out of his pocket. - John cebinden bir anahtar çıkardı.

ana
(Finans)capital, stock; principal. A
ana
principle; head
ana
master

The key to the so-called mastery of any language is bringing the words and grammar to life through context. - Sözde herhangi bir dilin hakimiyetinin anahtarı, kelimeleri ve dilbilgisini bağlama yoluyla hayata geçirmektir.

Tom has turned off the master switch. - Tom ana şalteri kapattı.

ana
mother (The form anne is preferred in Istanbul)
ana
mother animal, dam
ana
appellation of respect for elderly women or female saints (used after a name)
ana
main , master , major
ana
protector, patroness
ana
principle, main, fundamental, basic
ana
mother, ma , mum , mama , mom , momma , mammy; maternal; main, principal, basic, fundamental, chief, primary, cardinal
ana
staple

Coffee is one of the staples of Brazil. - Kahve, Brezilya'nın ana ürünlerinden biridir.

ana
main part

In English there are eight main parts of speech: noun, verb, adjective, adverb, pronoun, preposition, conjunction and finally interjection. - İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem.

The trunk is the main part of a tree. - Gövde bir ağacın ana parçasıdır.

ana
{s} leading
ana
{s} guiding
ana
housemother
ana
mainline
ana
{s} governing
ana
{s} broad

The main street is very broad. - Ana cadde çok geniştir.

ana
elemental
ana
{s} grand
İngilizce - İngilizce

analık teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

ANA
All Nippon Airways
ANA
American Nurses Association
ANA
Afghan National Army
ANA
anti-nuclear antibody
ana
A collection of things associated with a person or place, especially a personal collection of anecdotes or conversations at table

Jefferson was aware of the literary tradition of anas, which extended back at least as far as Athenaeus's Dipnosophistarum, a delightful collection of table talk from ancient times covering a variety of subjects including law, literature, medicine, and philosophy.

ana
Of each; an equal quantity; as, wine and honey, ana (or contracted to aa), / ij. (that is, of wine and honey, each, two ounces)
ana
Anorexia
Ana
Association of National Advertisers An association whose members are advertisers, i e , companies that advertise their products or services
Ana
(NPC) Sudibin Had message for the "man of the turtles" With the "El Ouhdians"
Ana
(SeeAssociation of National Advertisers)
Ana
non
Ana
adv?: only, alone 22, 35
Ana
Article Numbering Association
Ana
season
Ana
lab test for presence of antibodies against one's own cells
Ana
mother of the ancient Irish gods; sometimes identified with Danu
Ana
– Established in 1910 to represent the interests of advertisers
Ana
Association of National Advertisers
Ana
automated network analyzer Used to measure S-parameters of a network
Ana
Assign network address
Ana
Short for "American Numismatic Association "
Ana
Hole
Ana
Automatic Network Analyzer - A computer-controlled test system that measures microwave devices in terms of their small signal S-parameters The use of this instrument by both engineering and production permits quick and accurate characterization of the input and output impedance, gain, reverse isolation of individual units and the degree of match between units
Ana
cave
Ana
American Numismatic Association, the national organization for coin collectors
Ana
a collection of anecdotes about a person or place
ana
Thus, Scaligerana is a book containing the sayings of Scaliger, Johnsoniana of Johnson, etc
ana
{i} collection of items (especially that typifies a certain area or person, etc.); anthology, analects; one part of a collection, one item out of an anthology
ana
A suffix to names of persons or places, used to denote a collection of notable sayings, literary gossip, anecdotes, etc
ana
American union of medical nurses
ana
A prefix in words from the Greek, denoting up, upward, throughout, backward, back, again, anew
ana
that is, of wine and honey, each, two ounces
ana
Of each; an equal quantity; as, wine and honey, ana (or, contracted, aa), &?; ij
ana
a collection of anecdotes about a person or place mother of the ancient Irish gods; sometimes identified with Danu
Türkçe - Türkçe
üveyana
Üvey ana
Ana yerini tutan veya ana kadar yakınlık gösteren kadın
Anaca davranış
Ana duygusu
Ana olanın durumu
(Osmanlı Dönemi) EMUMİYYE
analık etmek
Analık görevini yapmak veya ana gibi yakınlık göstermek
Ana
(Hukuk) VALİDE
ana
Alacağın veya borcun, faizin dışında olan bölümü
ana
Çizgilerden herhangi birini anlatan kelimeye sıfat olarak geldiğinde, o çizginin, belirli bir kural altında hareket ederek bir yüzey oluşturmaya yaradığını anlatır
ana
Gece yarısı vakitleri
ana
Lütfi Akad'ın bir filmi
ana
Yaşlı kadınlara saygılı bir seslenme sözü
ana
Çocuğu olan kadın, anne: "Gözyaşları döken hanım herhâlde gelinin anası olacaktı."- H. Taner
ana
Yavrusu olan dişi hayvan
ana
Velinimet
ana
Temel, esas
ana
Dince aziz sayılan bazı kadınlara verilen sayg ünvanı
ana
Temel, asıl, esas
ana
Dince aziz tanınan bazı kadınlara verilen saygı unvanı
ana
Temel, asıl, esas: "Geçen yıl ana işlerden hiçbiri bitirilip bir sonuca varılamamıştır."- M. Ş. Esendal. Çizgilerden herhangi birini anlatan kelimeye sıfat olarak geldiğinde o çizginin, belirli bir kural altında hareket ederek bir yüzey oluşturmaya yaradığını anlatır
ana
Çocuğu olan kadın, anne
ana
Valide
birine analık etmek
Analık görevini yapmak veya ana gibi yakınlık göstermek
ÂNÂ
(Osmanlı Dönemi) (Ani. C.) Gece yarısı vakitleri
İngilizce - Türkçe
analık