Tıpkı annesine benziyor.
- He looks just like his mother.
Bu çocuğun annesi bir sunucu.
- This child's mother is an announcer.
Esperanto'yu ana dilim gibi konuşabiliyorum.
- I can speak Esperanto as if it's my mother tongue.
Merhametsiz adalet zulümdür, adaletsiz merhamet yok olmanın anasıdır.
- Justice without mercy is cruelty; mercy without justice is the mother of dissolution.
Sevgili anneciğim, neden çok üzgünsün?
- Dear mother, why art thou so sad?