an occurrence that cause special pleasure or delight

listen to the pronunciation of an occurrence that cause special pleasure or delight
İngilizce - Türkçe

an occurrence that cause special pleasure or delight teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

treat
muamele etmek
treat
{f} tedavi etmek

Çay ağacı yağı akneyi tedavi etmek için kullanılabilen doğal bir çözümdür. - Tea tree oil is a natural remedy that can be used to treat acne.

Akupunktur genellikle ağrıyı tedavi etmek için kullanılır. - Acupuncture is often used to treat pain.

treat
{f} davranmak

İnsanlara böyle davranmak doğru değil. - It's not right to treat people like this.

Bir çocuğa çok zalimce davranmak utanç verici. - It's shameful to treat a child so cruelly.

treat
{i} ısmarlama

Lütfen önümüzdeki hafta sana akşam yemeği ısmarlamama izin verir misin? - Would you please allow me to treat you to dinner next week?

Tüm yardımlarına teşekkür etmek amacıyla sana öğle yemeği ısmarlamak istiyorum. - I'd like to treat you to lunch to thank you for all your help.

treat
{i} ikram

Nagano bölgesindeki arkadaşımı ziyaret ettiğimde, bana lezzetli soba ikram edildi. - When I visited my friend in Nagano, I was treated to delicious soba.

O, her birimize bir dondurma ikram etti. - She treated each of us to an ice cream.

treat
geçirmek
treat
saymak
treat
elden geçirmek
treat
vermek
treat
zevk
treat
düşünmek
treat
kimyasal işleme tabi tutmak
treat
hoş şey
treat
(Tıp) Tedavi etemk
treat
{f} ısmarlamak

Tüm yardımlarına teşekkür etmek amacıyla sana öğle yemeği ısmarlamak istiyorum. - I'd like to treat you to lunch to thank you for all your help.

treat
kimyevi bir tesire maruz bırakmak
treat
(isim) ikram, ziyafet, ısmarlama, zevk, zevk veren şey
treat
{i} zevk veren şey
İngilizce - İngilizce
treat
an occurrence that cause special pleasure or delight

    Heceleme

    an oc·cur·rence that cause spe·cial pleas·ure or de·light

    Türkçe nasıl söylenir

    ın ıkırıns dhıt kôz speşıl plejır ır dîlayt

    Telaffuz

    /ən əˈkərəns ᴛʜət ˈkôz ˈspesʜəl ˈpleᴢʜər ər dəˈlīt/ /ən əˈkɜrəns ðət ˈkɔːz ˈspɛʃəl ˈplɛʒɜr ɜr dɪˈlaɪt/