Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı.
- It was a very passionate love affair.
O çok zeki ve hırslı.
- She is very intelligent and passionate.
Ben işim hakkında hırslıyım.
- I'm passionate about my job.
Tutkulu olduğun bazı şeyler nedir?
- What are some things you are passionate about?
O, tutkularını bastırdı.
- He subdued his passions.
Şiir sadece azap değildir; şiir sevgidir. Sıcak ve şehvetli tutkudur; o, devrim, romantizm ve hassasiyettir.
- Poetry is not just torment; poetry is love. It is warm and sensual passion; it is revolution, romance and tenderness.
It started as a hobby, but now my motorbike collection has become my passion.