Antik bir çanak çıkarıldı.
- An antique pot was dug out.
Mary çanak çömleğini dekore ediyor.
- Mary is decorating her pottery.
Ben çorbayı büyük tencerede pişiririm.
- I cook soup in a big pot.
Havuçları tencereye koy.
- Put the carrots in the pot.
Onun potansiyel etkisi küçümsenemez.
- Its potential influence cannot be overestimated.
Herkes kendi potansiyeline güvenir.
- Everyone believes in their own potential.
Her tencere için bir kapak var.
- There is a lid for every pot.
Akşam yemeği için kalmaya ne dersiniz? Ben büyük bir kap güveç yapıyorum.
- How about staying for dinner? I'm making a big pot of stew.
Ben İspanya'dayken bu tür müzik dinledim. O çok hızlıydı ve onun hayranları onunla dans etmek için esrar içtiler.
- When I was in Spain, I listened to this kind of music. It was very fast and its fans smoked pot in order to dance to it.
Son zamanlarda top gibi bir göbek büyütüyorum. Bu orta yaş olmalı.
- Lately, I've been growing a pot belly. It must be middle age...
Bize daha fazla patates lazım.
- We need more potatoes.