an iron encircling a rope, bar, spar, or the like, and sliding thereon

listen to the pronunciation of an iron encircling a rope, bar, spar, or the like, and sliding thereon
İngilizce - Türkçe

an iron encircling a rope, bar, spar, or the like, and sliding thereon teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

traveler
{i} seyahat eden kimse
traveler
bkz.traveller
traveler
{i} pazarlamacı [brit.]
traveler
{i} seyyah
traveler
{i} gezgin

Gezgin bana yol sormak için durdu. - The traveler stopped to ask me the way.

Kafaları karışmış gezginler yanlış şehre doğru yöneldiklerini fark ettiler. - The confused travelers realized they were headed toward the wrong town.

traveler
{i} yolcu

Turistler karanlıktan önce yolculuklarını bitirmeli. - Travelers should finish their journey before dark.

Tom'un gerçekten bir zaman yolcusu olduğuna inanan bir sürü insan var. - There are a lot of people who believe that Tom really is a time traveler.

traveler
(isim) yolcu, gezgin, seyahat eden kimse, seyyah, pazarlamacı [brit.]
traveler
{i} yolcu, seyyah, gezgin, gezmen
traveler
{i} (gezici) satış temsilcisi
İngilizce - İngilizce
traveler
an iron encircling a rope, bar, spar, or the like, and sliding thereon