Tom içgüdülerini izledi.
- Tom followed his instincts.
Kuşlar içgüdüyle uçmayı öğrenirler.
- Birds learn to fly by instinct.
Senin sezgilerin yanlış.
- Your instincts are wrong.
Sezgilerinize güvenin.
- Trust your instincts.
Senin güzel yeteneklerin var.
- You have good instincts.
Debbie's instinct was to distrust John.