an individual who provides labor to a company or another person

listen to the pronunciation of an individual who provides labor to a company or another person
İngilizce - Türkçe

an individual who provides labor to a company or another person teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

employee
{i} işçi

Tom işçilerine cömert davranır. - Tom treats his employees generously.

Çileden çıkan işçi derhal istifa etti. - The outraged employee resigned at once.

employee
çalışan

Bana paranın satın alabileceği en iyi çalışanları gönder. Para sorun değil. - Send me the best employees that money can buy. Money is no object.

Tom'un üç yüzden daha fazla çalışanı var. - Tom has more than three hundred employees.

employee
{i} eleman

Nitelikli eleman bulmak zorlaşıyor. - It's getting harder to find qualified employees.

Tom şimdiye kadar sahip olduğumuz en iyi eleman. - Tom is the best employee we've ever had.

employee
(Ticaret) ücretli

Her çalışan, yılda iki haftalık ücretli bir tatil yapma hakkına sahiptir. - Each employee is entitled to a two week paid vacation per year.

employee
{i} adam
employee
müstahdem
employee
{i} personel

Kısa vadeli sözleşmeli personel haber vermeden işten çıkarıldı. - The short term contract employees were dismissed without notice.

Hiç Fransızca konuşan personeliniz var mı? - Do you have any employees who speak French?

employee
hizmetli
employee
bir başkası hesabına ücret karşılığında çalışan kimse
employee
(Askeri) MEMUR, MÜSTAHDEM, İŞÇİ
employee
{i} görevli
İngilizce - İngilizce
employee
an individual who provides labor to a company or another person

    Heceleme

    an in·di·vi·du·al who provides la·bor to a com·pa·ny or an·oth·er per·son

    Türkçe nasıl söylenir

    ın îndıvîcıwıl hu prıvaydz leybır tı ı kʌmpıni ır ınʌdhır pırsın

    Telaffuz

    /ən ˌəndəˈvəʤəwəl ˈho͞o prəˈvīdz ˈlābər tə ə ˈkəmpənē ər əˈnəᴛʜər ˈpərsən/ /ən ˌɪndəˈvɪʤəwəl ˈhuː prəˈvaɪdz ˈleɪbɜr tə ə ˈkʌmpəniː ɜr əˈnʌðɜr ˈpɜrsən/