an indefinite large number of

listen to the pronunciation of an indefinite large number of
İngilizce - Türkçe

an indefinite large number of teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

many
birçok

O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi. - Many nights did he spend, looking up at the stars.

Londra'da birçok güzel park vardır. - There are many beautiful parks in London.

many
çok

Çok enteresan yerler biliyorsun, değil mi? - You know many interesting places, don't you?

Politik dünyada pek çok düşmanı var. - He has many enemies in the political world.

many
{i} bir çoğu

Takuboku'nun şiirlerini bir çoğunu ezbere öğrendim. - I learned many of Takuboku's poems by heart.

many
{s} bir yığın

Gemide bir yığın fare var. - There are many rats on the ship.

O bir yığın dil konuşmaz. - She does not speak many languages.

many
a good many birçok
many
{s} bir hayli

Bir hayli üyemiz var. - We have many members.

Bu konuda bir hayli kitap var. - There are many books on this subject.

many
çoğu zaman

Bu kabilenin atasal ayinlerinin çoğu zamanla kaybedilmiştir. - Many of the ancestral rites of this tribe have been lost over time.

many
a great many pek çok
many
many a time çok kere
many
rengarenk
many
kanşık
many
sürüsüne bereket
many
{i} birçoğu

Birçoğumuz yorgunduk. - Many of us were tired.

Onların birçoğu acıydı. - Many of them were bitter.

many
kaç

Kaç tane çocuğun var? - How many kids do you have?

O otobüs günde kaç kez çalışır? - How many times a day does that bus run?

many
çoğu

İşçilerin çoğu açlıktan öldüler. - Many of the workers died of hunger.

Oyuncuların çoğu grip yüzünden keyifsiz oldukları için koç oyunu iptal etti. - The coach called off the game because many of the players were down with the flu.

many
adl

Tom adlı kaç kişiyi tanıyorsun? - How many people do you know named Tom?

Tom adlı kaç tane çocuk, sizin sınıfınızdadır? - How many kids named Tom are in your class?

İngilizce - İngilizce
many
an indefinite large number of

    Heceleme

    an in·de·fi·nite large num·ber of

    Türkçe nasıl söylenir

    ın îndefınıt lärc nʌmbır ıv

    Telaffuz

    /ən ənˈdefənət ˈlärʤ ˈnəmbər əv/ /ən ɪnˈdɛfənət ˈlɑːrʤ ˈnʌmbɜr əv/