an inclosed or uninclosed tract of ground for pleasure, for pasturage, etc

listen to the pronunciation of an inclosed or uninclosed tract of ground for pleasure, for pasturage, etc
İngilizce - Türkçe

an inclosed or uninclosed tract of ground for pleasure, for pasturage, etc teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

common
müşterek

Matematikçiler buna Fransızlarla müştereken sahiptir: onlara her ne söylemeye çalışıyorsan, onlar onu alır ve onu kendi tarzlarıyla çevirir ve onu tamamen farklı bir şeye çevirirler. - Mathematicians have this in common with the French: whatever you're trying to say to them, they take it and translate it in their own way and turn it around into something completely different.

Buna müştereken sahibiz. - We have that in common.

common
yaygın

Sınır kavgaları yaygındı. - Border fights were common.

Amerika'daki kilise okullarının ve bazı özel okulların üniforması vardır, onlar yaygın değildir. - While some private and church schools in America have uniforms, they are not common.

common
{s} ortak

Onlar, ikiz olmalarına rağmen, çok sayıda ortak ilgileri yok. - Though they're twins, they don't have many interests in common.

Birçok Asyalının ortak dili İngilizce'dir. - The common language of many Asians is English.

common
{s} genel

Kardiyopulmoner resüsitasyon genelde 'CPR' olarak bilinir. - Cardiopulmonary resuscitation is commonly known as 'CPR'.

Antibiyotikler genellikle enzimatik inhibitörlerdir. - Antibiotics are commonly enzymatic inhibitors.

common
sıkça rastlanan
common
{i} halka açık yer
common
kamusal
common
çok kullanılan

30 tane en çok kullanılan küfürlü kelimelerin listesini düzenledim. - I compiled a list of 30 of the most common dirty words.

common
halka açık yeşil alan
common
(adj) ortak
common
müşterek, ortak; beraber yapılan: common defense ortak savunma. common enemy ortak düşman. common grave ortak bir mezar. common prayer
common
{i} park
common
{i} meydan
common
umuma ait
common
common consent umumun rızası
common
{s} bayağı
common
(sıfat) ortak, müşterek, genel, yaygın; kaba saba, kaba, adi; sıradan, bilinen; bayağı, olağan, alışılagelmiş, alelâde
common
{s} kaba

Sodyum bikarbonat, yaygın olarak kabartma tozu olarak bilinir. - Sodium bicarbonate is commonly known as baking soda.

İngilizce - İngilizce
common
an inclosed or uninclosed tract of ground for pleasure, for pasturage, etc