Peyzaj çakmak taşı kadar soğuk ve keskin.
- The landscape was cold and sharp as flint.
Bu şimdiye kadar gördüğüm en kuru peyzaj.
- It's the most arid landscape I've ever seen.
Pencereden dışarı manzaraya baktım.
- I gazed out of the window at the landscape.
Bütün dikkatimi dışarıdaki manzaraya yöneltti.
- He addressed my full attention to the landscape outside.