İngilizce - Türkçe
an iced drink especially white wine and fruit juice teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- cooler
- soğutucu
Tom soğutucudan bir bira aldı ve onu açtı.
-Tom took a beer from the cooler and opened it.
- cooler
- daha serin
Gün daha serin olduğu için bir süveter giymek zorunda kaldım.
-As the day got cooler, I had to put on a sweater.
İngiltere'nin iklimi, Japonya'nınki kadar hafif değil, ancak yaz aylarında çok daha serindir.
-The climate of England isn't as mild as Japan, but in the summer, it's much cooler.
- cooler
- serin
Gün daha serin olduğu için bir süveter giymek zorunda kaldım.
-As the day got cooler, I had to put on a sweater.
Bu fırtınadan sonra hava daha serin olacak.
-After this storm it will be cooler.
- cooler
- {i} soğuk içecek
- cooler
- {i} kodes
- cooler
- kodes/soğutucu
- cooler
- {i} hapishane
- cooler
- buzlu içki
- cooler
- soğutma cihazı
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
an iced drink especially white wine and fruit juice teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- cooler
an iced drink especially white wine and fruit juice
Heceleme
an iced drink es·pe·cial·ly White wine and fruit juiceTürkçe nasıl söylenir
ın ayst drîngk ıspeşli hwayt wayn ınd frut cusTelaffuz
/ən ˈīst ˈdrəɴɢk əˈspesʜlē ˈhwīt ˈwīn ənd ˈfro͞ot ˈʤo͞os/ /ən ˈaɪst ˈdrɪŋk əˈspɛʃliː ˈhwaɪt ˈwaɪn ənd ˈfruːt ˈʤuːs/
Resimler
Favoriler