an expression of intent to injure or punish another

listen to the pronunciation of an expression of intent to injure or punish another
İngilizce - Türkçe

an expression of intent to injure or punish another teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

threat
(Otomotiv) dış

Biz ve sovyetler nükleer yıkımın alışılmış tehditiyle yüz yüzeyiz ve hem kapitalizmin hem komunizmin nükleer bir savaşla mücadele etmesi olasılık dışı. - Both we and the Soviets face the common threat of nuclear destruction and there is no likelihood that either capitalism or communism will survive a nuclear war.

threat
tehdit

Darbeler siyaseti tehdit edebilir. - Coup d'états can threaten the politics.

O, kasabanın ikbâlini tehdit edecektir. - It will threaten the prosperity of the town.

threat
{f} tehdit et

Mary ve John onu öldürmekle tehdit ettikten sonra, Tom polis koruması istedi. - Tom asked for police protection after Mary and John threatened to kill him.

İşçi sendikaları hükümeti genel grevle tehdit etmekteydi. - The labor unions had been threatening the government with a general strike.

threat
tehlike işareti
threat
gözdağı
threat
{i} tehlike: This poses a threat to our silk industry. İpek sanayimiz için bir tehlike bu
threat
{i} tehlike

Meteor çarpmaları ciddi bir tehlikedir. - Meteor strikes are a serious threat.

Hem erkekleri hem de kadınları tehdit eden tehlikeler vardır. - There are dangers that threaten both men and women.

threat
{i} korkutma

Kimse Tom'un gözünü korkutmadı.. - No one threatened Tom.

threat
{i} adak
İngilizce - İngilizce
threat
an expression of intent to injure or punish another

    Heceleme

    an ex·pres·sion of in·tent to in·jure or pun·ish an·oth·er

    Türkçe nasıl söylenir

    ın îkspreşın ıv întent tı încır ır pʌnîş ınʌdhır

    Telaffuz

    /ən əkˈspresʜən əv ənˈtent tə ˈənʤər ər ˈpənəsʜ əˈnəᴛʜər/ /ən ɪkˈsprɛʃən əv ɪnˈtɛnt tə ˈɪnʤɜr ɜr ˈpʌnɪʃ əˈnʌðɜr/