Bu bir tür eşek şakası olmasa iyi olur.
- This had better not be some kind of prank.
Geleneksel olarak bir nisanda insanlar birbirlerine şakalar yaparlar.
- Traditionally on April 1st, people pull pranks on each other.
Sami muziplik yapmaya devam ediyor.
- Sami continues to play pranks.
Tom ve Mary muziplik telefon görüşmeleri yapıyordu.
- Tom and Mary were making prank phone calls.
Bana oyun oynamayı kes!
- Stop playing pranks on me!
Tom bunun sadece bir eşek şakası olduğunu söyledi.
- Tom said it was just a prank.
Üzgünüm. Sadece zararsız bir eşek şakası olarak yapılmıştı.
- I'm sorry. It was only meant as a harmless prank.
Hercules, after all his mad pranks upon his wife and children, was perfectly cured by a purge of hellebor, which an Antieyrian administered unto him.