an employee who performs clerical work (e g , keeps records or accounts)

listen to the pronunciation of an employee who performs clerical work (e g , keeps records or accounts)
İngilizce - Türkçe

an employee who performs clerical work (e g , keeps records or accounts) teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

clerk
kâtip

Bob cumartesi günü bakkalda bir kâtip olarak çalıştı. - Bob worked as a clerk in the grocery store on Saturday.

Aniden, katip öfkeden kendini kaybetti. - All of a sudden, the clerk lost his temper.

clerk
{i} yazman
clerk
{i} tezgâhtar

Tom mayoyu daha büyük bir bedenle değiştirmeye çalıştı fakat tezgahtar ona izin verilmediğini söyledi. - Tom tried to return the swimsuit for a larger size, but the clerk told him that wasn't allowed.

Tom tezgahtara otuz dolar verdi. - Tom gave the clerk thirty dollars.

clerk
{i} yazıcı
clerk
{i} sekreter

Şimdilik, büyük bir mağazada sekreterlik yapıyor. - For the time being, she is clerking in a department store.

clerk
clerk of the court zabıt katibi
clerk
rahip/satıcı/yazman
clerk
{f} kâtiplik yapmak
clerk
{i} resepsiyonist
clerk
clerkship katiplik
clerk
{f} yazmanlık yapmak
clerk
x satıcılık/katiplik yap
clerk
{i} şef [brit.]
clerk
{f} tezgâhtarlık yapmak
clerk
(İnşaat) memur

Babam bir banka memuru. - My father is a bank clerk.

O bir banka memuru ile evlendi. - She married a bank clerk.

clerk
büro elamanı
clerk
satıcı
clerk
işyar
İngilizce - İngilizce
clerk
clerk”
an employee who performs clerical work (e g , keeps records or accounts)