an element of fiction writing

listen to the pronunciation of an element of fiction writing
İngilizce - Türkçe

an element of fiction writing teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

scene
{i} sahne

O, sahneye şaşırmıştı. - He was surprised at the scene.

Korkunç sahne onu ürpertti. - The terrible scene made him shudder.

scene
{i} olay yeri

Bir kalabalık olay yerinde toplandı. - A crowd gathered at the scene.

Araba kazası olay yeri korkunç bir manzaraydı. - The scene of the car accident was a horrifying sight.

scene
manzara

Manzaradan derinden etkilendim. - I was deeply impressed by the scenery.

Araba kazası olay yeri korkunç bir manzaraydı. - The scene of the car accident was a horrifying sight.

scene
{i} sahne, manzara, görünüm, görüntü: The picture depicts a
scene
hadise
scene
{i} mizansen
scene
görünüm
scene
keste
scene
rezalet

Sami, Leyla'nın düğününde bir rezalete neden oldu. - Sami caused a scene at Layla's wedding.

Herkesin önünde rezalet çıkarmayın. - Don't make a scene in public.

scene
heyecan

Bu heyecanlandırıcı bir sahne. - That's a heartwarming scene.

scene
{i} olay

Kaza hakkında beni en çok şaşırtan şey avukatların olay yerine ne kadar çabuk varmalarıydı. - What surprised me most about that accident is how fast the lawyers arrived on the scene.

Olay yerinde bulunduğuna dair ona karşı herhangi bir kanıt yoktu. - There was no evidence against him found at the scene.

scene
{i} dekor

Gerçekten sahne dekorunda bir değişiklik kullanabilirim. - I could really use a change in scenery!

Bir sahne dekoru değişikliğinin bizi iyi yapabileceğini düşündüm. - I figured a change of scenery might do us good.

scene
{i} sahne dekoru

Gerçekten sahne dekorunda bir değişiklik kullanabilirim. - I could really use a change in scenery!

Bir sahne dekoru değişikliğinin bizi iyi yapabileceğini düşündüm. - I figured a change of scenery might do us good.

scene
{i} faaliyet alanı
İngilizce - İngilizce
scene
an element of fiction writing

    Heceleme

    an el·e·ment of fic·tion wri·ting

    Türkçe nasıl söylenir

    ın elımınt ıv fîkşın raytîng

    Telaffuz

    /ən ˈeləmənt əv ˈfəksʜən ˈrītəɴɢ/ /ən ˈɛləmənt əv ˈfɪkʃən ˈraɪtɪŋ/