Bu can sıkıcı hata nihayet düzeltildi.
- This annoying bug has finally been fixed.
Biz milenyum hatası için zaten hazırdık.
- We've already prepared for the millennium bug.
Programcı arızayı düzeltti.
- The programmer fixed the bug.
Onun bir dinleme cihazı olup olmadığını bilmiyorum, fakat bu yazılım doğru olarak çalışmıyor.
- I don't know if it's a bug or not, but this software doesn't work correctly.
We installed a bug in her telephone.