Babamın bir restoranı var.
- My father has a restaurant.
En yakın restoran nerede?
- Where's the closest restaurant?
Bir zamanlar bir lokantada çalıştım.
- I once worked in a restaurant.
Tom, Fransa'da bir Çin lokantasında İngiliz borusu ile İspanyol halk melodisi çaldı.
- Tom played a Spanish folk tune on his English horn at a Chinese restaurant in France.