Arkadaşlarım hatıralarımı yazmam için beni zorladı.
- My friends urged me to write my memoirs.
Tom'un otobiyografisinde, o, geçmişiyle boğuşuyor.
- In Tom's autobiography, he grapples with his past.
Büyüleyici bir otobiyografi okuyorum.
- I'm reading a fascinating autobiography.