O, beni asistanı yaptı.
- He made me his assistant.
Biz onu bir asistan olarak onu işe aldık.
- We employed her as an assistant.
Yardımcısı ayakkabılarını parlattı.
- His assistant polished his shoes.
Verimli ve güvenilir bir yardımcıdır.
- She is an efficient and reliable assistant.
Yaşlı insanlar tezgâhtar tarafından kandırıldı.
- Old people were tricked by the shop assistant.
Dan tezgahtarı kurtardı ve yangını söndürmeye çalıştı.
- Dan rescued the shop assistant and tried to put out the fire.