an assistant with power to act when his superior is absent

listen to the pronunciation of an assistant with power to act when his superior is absent
İngilizce - Türkçe

an assistant with power to act when his superior is absent teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

deputy
vekil

O, John'u vekili olarak hareket etmesi için atadı. - He appointed John to act as his deputy.

lieutenant
{i} teğmen

Teğmen Dan Anderson örneği test için FBI laboratuvarına gönderdi. - Lieutenant Dan Anderson sent the sample to the FBI lab for testing.

Teğmenliğe tenzil edildi. - He was demoted to the rank of lieutenant.

deputy
milletvekili

Davalı, milletvekilinin silahını kaptığında ve yargıcı vurduğunda yargılanmak üzereydi. - The defendant was about to stand trial when he grabbed the deputy's gun and shot the judge.

deputy
{s} vekil olarak bakan
deputy
{i} temsilci
deputy
{i} polis
deputy
başkan yardımcısı

Delhi belediye başkan yardımcısı dolaylı olarak rhesus maymunları tarafından öldürüldü. - The deputy mayor of Delhi was indirectly killed by rhesus monkeys.

Başkan yardımcısı olarak toplantıya katıldı. - He attended the meeting as deputy president.

deputy
{i} şerif yardımcısı

Dan emekli şerif yardımcısıdır. - Dan is a retired deputy sheriff.

deputy
{i} delege
deputy
bir polis rütbesi
deputy
deputychief asbaşkan
deputy
{i} vekil; yardımcı, muavin
deputy
{s} yardımcı

Başkan yardımcısı olarak toplantıya katıldı. - He attended the meeting as deputy president.

Delhi belediye başkan yardımcısı dolaylı olarak rhesus maymunları tarafından öldürüldü. - The deputy mayor of Delhi was indirectly killed by rhesus monkeys.

lieutenant
lieutenant general tuğgeneral
lieutenant
kıdemli yüzbaşı
lieutenant
second lieutenant teğmen
İngilizce - İngilizce
deputy
lieutenant
an assistant with power to act when his superior is absent

    Heceleme

    an as·sis·tant with po·wer to act when his su·pe·ri·or I·s ab·sent

    Türkçe nasıl söylenir

    ın ısîstınt wîdh pauır tı äkt hwen hîz supîriır îz äbsınt

    Telaffuz

    /ən əˈsəstənt wəᴛʜ ˈpouər tə ˈakt ˈhwen həz so͞oˈpərēər əz ˈabsənt/ /ən əˈsɪstənt wɪð ˈpaʊɜr tə ˈækt ˈhwɛn hɪz suːˈpɪriːɜr ɪz ˈæbsənt/