an army's portable equipment; its baggage train

İngilizce - Türkçe

an army's portable equipment; its baggage train teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

baggage

{i} bagaj

Dün bavulumu bagaj odasına koydum ama şimdi kayıp gibi görünüyor. - I put my suitcase in the baggage room yesterday, but now it seems to be missing.

Adımına dikkat et, yoksa bagajda yoculuk yapacaksın. - Watch your step, or else you will trip on the baggage.

baggage

{i} civelek kız

baggage

baggage master bagaj memuru

baggage

{i} bagaj, yolcu eşyası

baggage

(Askeri) eşya (bagaj)

baggage

{i} ordu yükü

baggage

{i} moruk (Argo)

baggage

işvebaz kız

baggage

{i} sevimsiz yaşlı kadın

baggage

ABD bagaj

baggage

{i} valiz

Benim yalnızca bu valizim var. - I only have this baggage.

Kyoko benim için valizimi taşıyacak kadar yeterince kibardı. - Kyoko was kind enough to carry my baggage for me.

baggage

{i} şımarık kadın

baggage

{i} haspa (Argo)

baggage

canlı genç kadın

baggage

{i} yol eşyası

İngilizce - İngilizce

an army's portable equipment; its baggage train teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

baggage

In Poland, for example, the unknown Bolesław Bierut, who appeared in 1944 in the baggage of the Red Army, and who played a prominent role as a ‘non-party figure’ in the Lublin Committee, turned out to be a Soviet employee formerly working for the Comintern.

Heceleme

an army's port·a·ble equipment; its bag·gage train