an area of public land largely used for recreation or education

listen to the pronunciation of an area of public land largely used for recreation or education
İngilizce - Türkçe

an area of public land largely used for recreation or education teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

park
{f} park etmek

Kanuna aykırı park etmekten, ona 5.000 yen ceza verdiler. - They fined him 5,000 yen for illegal parking.

Buraya park etmek için izin aldın mı? - Did you get permission to park here?

park
{i} park
park
yeşil alan
park
(Bilgisayar) beklet
park
koymak
park
{f} park et

Tom otelin arkasında park etmeyi başardı. - Tom was able to park behind the hotel.

Tom arabasını yanlış yere park ettiği için ceza ödemek zorunda kaldı. - Tom had to pay a fine because he parked in the wrong place.

park
bırakmak
park
{i} koruma altına alınmış arazi
park
{f} parketmek
park
(Askeri) PARK ETMEK: Top ve araçları garnizonda veya kampta muntazam bir şekilde tertiplemek
park
ordu mühimmatının biriktirildiği yer
park
bir araya biriktirmek
park
(isim) park, futbol sahası [brit.], koruma altına alınmış arazi, otopark, spor alanı
park
{i} futbol sahası [brit.]
park
vahşi hayvanlar için çitle ayrılmış geniş saha
park
{i} otopark

Şu otoparkta arabasını çaldırdı. - He had his car stolen in that parking lot.

Ben yasadışı otopark için 20 dolar para cezasına çarptırıldım. - I was fined 20 dollars for illegal parking.

park
arabayı park etmek
İngilizce - İngilizce
park
an area of public land largely used for recreation or education

    Heceleme

    an ar·e·a of pub·lic Land large·ly used for rec·re·a·tion or Educa·tion

    Türkçe nasıl söylenir

    ın eriı ıv pʌblîk länd lärcli yuzd fôr rekrieyşın ır ecyukeyşın

    Telaffuz

    /ən ˈerēə əv ˈpəblək ˈland ˈlärʤlē ˈyo͞ozd ˈfôr ˌrekrēˈāsʜən ər ˌeʤyo͞oˈkāsʜən/ /ən ˈɛriːə əv ˈpʌblɪk ˈlænd ˈlɑːrʤliː ˈjuːzd ˈfɔːr ˌrɛkriːˈeɪʃən ɜr ˌɛʤjuːˈkeɪʃən/