an area of land as distinguished from those around it

listen to the pronunciation of an area of land as distinguished from those around it
İngilizce - Türkçe

an area of land as distinguished from those around it teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

shed
baraka

Onlar ya barakada ya da mağarada. - They're either in the shed or in the den.

shed
{i} kulübe

Onların bir kulübesi yok. - They don't have a shed.

Kurnaz hırsız bir alet kulübesinde saklandı. - The crafty thief hid in a tool shed.

shed
{f} akıtmak
shed
kan akıtmak
shed
shed blood kan dökmek
shed
{f} değiştirmek (deri)
shed
geçirmemek (su)
shed
{f} yaymak
shed
{f} dök

Hikayeyi dinlerken gözyaşı döktü. - She shed tears while listening to the story.

Kızlar, romanı okuduktan sonra gözyaşı döktüler. - The girls shed tears after reading the novel.

shed
çıkarmak
shed
(Çiçek, yaprak) dökmek

A tree sheds leaves in autumn.

shed
hangar/kulübe
shed
(isim) baraka, kulübe, sundurma, ahır, hangar, odunluk
shed
{f} (su) geçirmemek
shed
önle/saç/dök
shed
{i} ahır

Norveç'in çok sayıda boş sığır ahırları var. - Norway has many old empty cattle sheds.

shed
dağıtmak
shed
{f} (shed, --ding)
İngilizce - İngilizce
shed
an area of land as distinguished from those around it

    Heceleme

    an ar·e·a of Land as dis·tin·guished from those a·round it

    Türkçe nasıl söylenir

    ın eriı ıv länd äz dîstînggwîşt fırm dhōz ıraun ît

    Telaffuz

    /ən ˈerēə əv ˈland ˈaz dəˈstəɴɢgwəsʜt fərm ˈᴛʜōz ərˈoun ət/ /ən ˈɛriːə əv ˈlænd ˈæz dɪˈstɪŋɡwɪʃt fɜrm ˈðoʊz ɜrˈaʊn ɪt/