an area near the intersection of baseline and sideline

listen to the pronunciation of an area near the intersection of baseline and sideline
İngilizce - Türkçe

an area near the intersection of baseline and sideline teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

corner
{i} köşe

Köşe başındaki ev bizim. - The house on the corner is ours.

Köşe başında bir meyhane var. - There's a pub just around the corner.

corner
korner vuruşu
corner
(Bilgisayar) köşede

Köşedeki servis istasyonunda arabama yakıt doldurttum. - I had my car filled up at the service station at the corner.

Belediye binası hemen köşede. - The city hall is just around the corner.

corner
(Bilgisayar) köşeye

Tom köşeye gitti ve ağladı. - Tom went into a corner and cried.

Köşeye büyük bir kamyon geldi. - A large truck came around the corner.

corner
kıstırmak
corner
(ticarette) öne geçmek
corner
korner
corner
alım satımı/üretimi ele geçirmek
corner
bir köşeye kıstırmak
corner
{i} ücra yer
corner
(fiil) köşeye sıkıştırmak, kıstırmak; köşe oluşturmak; köşe dönmek; virajı almak; ele geçirmek
corner
{i} köşe atışı
corner
{i} futbol korner, korner vuruşu, köşe atışı
corner
{f} köşeye sıkıştırmak
corner
{i} köşe, köşe başı
corner
{i} bölge
corner
köşe,v.köşeye kıstır: n.köşe
corner
{i} açı

Ben köşeyi döndüm ve yeni açılmış bir restoranı gördüm. - I turned the corner and caught sight of a newly opened restaurant.

Köşede 24 saat açık olan küçük bir dükkan var. - There's a small shop on the corner that is open 24 hours a day.

İngilizce - İngilizce
corner
an area near the intersection of baseline and sideline

    Heceleme

    an ar·e·a near the in·ter·sec·tion of base·line and side·line

    Türkçe nasıl söylenir

    ın eriı nîr dhi întırsekşın ıv beyslayn ınd saydlayn

    Telaffuz

    /ən ˈerēə ˈnər ᴛʜē ˌəntərˈseksʜən əv ˈbāsˌlīn ənd ˈsīdˌlīn/ /ən ˈɛriːə ˈnɪr ðiː ˌɪntɜrˈsɛkʃən əv ˈbeɪsˌlaɪn ənd ˈsaɪdˌlaɪn/